Cengiz Aytmatov’un 1980 yılında yayımladığı “Gün Olur Asra Bedel” (Биринчи мугалим), yalnızca bir roman değil; Sovyetler döneminin Orta Asya’sında geçen, insanlık, kültür, tarih, modernleşme, uzay ve metafizik gibi temaları bir araya getiren çok katmanlı bir yapıttır. Roman, küçük bir kasaba mezarlığına bir cenaze götürülmesiyle başlar ve bu yolculuk sürecinde geçmişle yüzleşmeler, bireysel anılar, halk kültürü ve evrensel meseleler anlatılır.
Roman, Orta Asya bozkırlarında, Sovyetler Birliği döneminde geçen bir cenaze töreniyle başlar. Baş karakterimiz Yedigey, uzun yıllar boyunca Kazak steplerindeki Boranlı tren istasyonunda çalışmıştır. En yakın arkadaşı Kazangap ölünce, onun vasiyetini yerine getirmek için naaşını Ana Beyit (Anne Mezarı) denilen eski bir mezarlığa gömmek ister. Ancak bu mezarlık artık Sovyet otoritelerince yasak bölge ilan edilmiştir.
Yedigey, Kazangap’ın naaşını o kutsal yere götürmekte ısrar eder. Cenaze alayı bu zorlu yolculuk sırasında ilerlerken, Yedigey’in zihni geçmiş anılarla, halk efsaneleriyle, Sovyet sisteminin baskılarıyla, kendi acıları ve umutlarıyla dolup taşar.
Kitabın adı bile bu temayı vurgular:
“Bir gün olur, asra bedel olur.”
Zaman, sadece kronolojik değil; insanın yaşadığı olaylara göre anlam kazanan bir kavramdır. Roman, geçmişle şimdi arasında sürekli gidip gelerek bu kavramı işler.
Yedigey, geleneklerine bağlı biridir. Ana Beyit mezarlığı, atalarının kültürüdür. Fakat Sovyet rejimi geleneksel olanı yasaklamış, bölgeyi kapatmıştır. Bu, modern rejim ile yerel kültür arasında yaşanan çatışmayı simgeler.
Romanda geçen en çarpıcı yan hikâyelerden biri Mankurt efsanesidir. Mankurt, düşmanlar tarafından işkenceyle belleği silinen, anasını bile tanımayan kişidir.
Bu efsane, kimliğini ve tarihini unutan halkları temsil eder.
Romanda geçen sıra dışı bir diğer katman da, iki Kazak kozmonotun uzayda karşılaştığı Sarı Uygurlular adlı gelişmiş bir uygarlıkla ilgilidir. Bu bölüm, insanlığın evrensel sorumluluklarını ve etik çöküşü sorgular.
Bir zamanlar bir genç, düşmanları tarafından esir alınır. Onu “mankurt” yapmak için kafasına deve derisi geçirilir ve güneş altında bırakılır. Deri kurudukça kafatasına yapışır ve hafızasını siler. Artık annesini bile tanımaz.
Annesi oğlunu bulup onu kurtarmaya çalışır. Fakat o, kendisine anlatılanlara inanmaz ve annesini düşman sanıp öldürür.
Bu trajik hikâye, kendi geçmişini unutmuş, belleksiz halkları eleştirir.
Yedigey, her şeye rağmen dostunu Ana Beyit’e gömmek ister ama Sovyet görevlileri buna izin vermez. Bu, kutsala erişememe, yani geçmişle bağın kopması anlamına gelir. Cenaze geri döner, Yedigey’in gözünde ise hem bireysel hem toplumsal bir yenilgi yaşanır.
“Gün Olur Asra Bedel”, Aytmatov’un en büyük eserlerinden biridir. Sadece Kazak bozkırlarını değil, insanın ruhsal boşluğunu, kültürel yabancılaşmayı, zamanın derinliğini ve evrensel sorunları eşsiz bir dille işler.
Bu roman, hem bir toplumsal hafıza anlatısı hem de bir felsefi yolculuktur. Anlattıklarıyla sadece Sovyet dönemini değil, bugünün insanını da düşündürür: Biz nereden geldik? Hafızamızı koruyabiliyor muyuz?
0
Hiç oy kullanılmadı
Dosyayı İndirmek İçin Robot Olmadığınızı Doğrulayın
Doruk Yayınları tarafından yayımlanan "Japon Masalları", Japon kültürünün zengin ve derinlikli dünyasını yansıtan seçkin masallardan oluşan bir derlemedir....
5.0
Anton Çehov'un Köylüler adlı eseri, yazarın insan doğasını derinlemesine incelediği, toplumun farklı katmanlarındaki insanları tanımamıza yardımcı olan bir...
5.0
Can Dündar’ın Sarı Zeybek adlı kitabı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatının son 300 gününü anlatan bir...
5.0
Clifford D. Simak’ın Kent (City) adlı eseri, insanlığın yok oluşu ve köpeklerin medeniyeti devralışı üzerine kurulu...
5.0
Clifford T. Morgan’ın Psikolojiye Giriş kitabı, psikolojinin temel kavramlarını akademik bir çerçevede sunan önemli kaynaklardan biridir....
5.0
19. yüzyılın ortalarında denizlerde garip bir yaratık söylentisi yayılır. Gemi kaptanları, suda çok hızlı...
5.0
Cemal Süreya’nın "99 Yüz" adlı eseri, klasik bir roman ya da öykü kitabı değildir. Bu eser, Türk edebiyatı...
5.0
Jack London’ın Beyaz Diş (White Fang) adlı romanı, vahşi doğada hayatta kalma mücadelesini ve insanla hayvan arasındaki ilişkiyi...
5.0
Peyami Safa’nın Sözde Kızlar romanı, dönemin toplumsal dönüşümlerini, gençlik ve ahlaki ikilemleri keskin bir gözle inceler. Bu yazıda...
5.0
Türk edebiyatının en önemli romancılarından biri olan Peyami Safa, özellikle psikolojik derinliği ve insan ruhunu çözümlemedeki ustalığıyla tanınır....
5.0
George Orwell’in 1949’da yayımlanan 1984 adlı distopik romanı, totaliter bir rejimin toplum üzerindeki baskı ve kontrolünü konu alır....
5.0
Madde 22 (Catch-22), Joseph Heller’in 1961 yılında yayımlanan ve modern Amerikan edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bir...
5.0
José Saramago'nun "Körlük" (Ensaio sobre a Cegueira, 1995) adlı romanı, insani değerlerin, toplumsal düzenin ve ahlaki çöküşün sınandığı...
5.0
Salman Rushdie’nin "Geceyarısı Çocukları" (Midnight's Children), Hindistan’ın bağımsızlık süreci ve sonrasındaki toplumsal ve siyasi değişimleri, büyülü gerçekçilik unsurlarıyla...
5.0
Franz Kafka'nın "Hayvan Öyküleri" (bazı kaynaklarda "Hayvan Masalları" olarak da geçer), Kafka’nın eserlerinden derlenen ve hayvanların başkahraman olduğu...
5.0
Size daha iyi deneyim sunmak için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerimiz hakkında Çerez Politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.