Tuna Kiremitçi’nin Bu İşte Bir Yalnızlık Var romanı; müzik, terkedilmişlik, orta yaş yalnızlığı ve İstanbul’un iç dünyası üzerine dokunaklı bir anlatıdır. Aşağıda kitabın ayrıntılı özeti, karakter çözümleri, temalar, üslup analizi ve kaynaklar bulunur.
Romanın odağında Memet Olcay adında, kırklı yaşlarında, eski bir müzisyen/gitarist vardır. Memet’in hayatı; başarısız geçmiş evliliği, müzikten uzaklaşması, gündelik hayatın rutini ve içine çekilmiş yalnızlığı arasında salınır. Haftanın belli günlerinde görüştüğü genç bir kız, eski eşi ve onun yeni hayatı, verdiği dersler ve apartmanda yaşadığı iki arkadaş — Ayşe ile Orhan — Memet’in dünyasını oluşturur.
Memet, artık sahnelerden uzak; özel dersler vererek geçimini sağlayan, arada gitar çalan ama “ilk” enerjisini kaybetmiş biridir. Kitap, onun günlük ritüelleri ve iç sesleriyle başlar: geçmişte yazılmamış besteler, yarım kalmış şarkılar, anıların ağırlığı ve İstanbul’un ara sokaklarına dağılmış yalnızlıklar betimlenir. Bu betimlemeler hem karakterin içsel dünyasını kurar hem de müziğin — eksik bir bestenin — romanın motoru olduğunu hissettirir.
Öykü ilerledikçe Memet’in apartmanındaki veya çevresindeki arkadaşlarının hayatlarında kırılma anları ortaya çıkar; Ayşe ile Orhan’ın evliliği sınanır. Aynı zamanda Memet, haftada bir buluştuğu genç bir kızla kurdukları bağ sayesinde yeniden bir şeye itilir: aşkın, korumanın ve yeniden var olmanın imkânı görünür. Buna paralel olarak ortadan kaybolan (ve/veya yok olan) bir arkadaş çevresi, Memet’in hayatının sıkıştığı boşluğu daha görünür kılar; o, arkadaşını ararken kendisiyle, geçmişiyle ve İstanbul’la yüzleşir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde bu arayış Memet’e yeni bir aşkı ve bir besteyi — belki de kendi kurtuluşunu — getirir.
Tuna Kiremitçi’nin dili: sade, çoğu zaman müzikal (ritmik cümleler), modern kent insanının iç monologlarını aktaracak biçimde dürüst ve doğrudandır. Yazarın kısa, vurgulu cümlelerle kurduğu pasajlar şiirsel bir etki de verir; bu da romana “şarkı” hissi katar. Eleştiriler ve okur yorumları genelde yazarın samimiyetini ve müzisyen perspektifini övgüyle anmaktadır.
Romanın sonlarına doğru Memet, küçük kazanımlar elde eder: duygusal bir bağ kurar, bazı hesapları kapatır ve bir şarkı/ beste etrafında umutlanır. Ancak bu dönüşüm “mucizevi” değil; yazar, mutlu sonu umutsuzlukla dengeler — yalnızlığın derin izleri tamamen silinmez, ama insanın yeniden denemesi, yaralarını sarması için bir olasılık doğar. Okurun hissettiği duygusal ton; hüzün, küçücük umut kırıntıları ve realist bir teslimiyettir.
0
Hiç oy kullanılmadı
Dosyayı İndirmek İçin Robot Olmadığınızı Doğrulayın
Doruk Yayınları tarafından yayımlanan "Japon Masalları", Japon kültürünün zengin ve derinlikli dünyasını yansıtan seçkin masallardan oluşan bir derlemedir....
5.0
Anton Çehov'un Köylüler adlı eseri, yazarın insan doğasını derinlemesine incelediği, toplumun farklı katmanlarındaki insanları tanımamıza yardımcı olan bir...
5.0
Can Dündar’ın Sarı Zeybek adlı kitabı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatının son 300 gününü anlatan bir...
5.0
Clifford D. Simak’ın Kent (City) adlı eseri, insanlığın yok oluşu ve köpeklerin medeniyeti devralışı üzerine kurulu...
5.0
Clifford T. Morgan’ın Psikolojiye Giriş kitabı, psikolojinin temel kavramlarını akademik bir çerçevede sunan önemli kaynaklardan biridir....
5.0
19. yüzyılın ortalarında denizlerde garip bir yaratık söylentisi yayılır. Gemi kaptanları, suda çok hızlı...
5.0
Cemal Süreya’nın "99 Yüz" adlı eseri, klasik bir roman ya da öykü kitabı değildir. Bu eser, Türk edebiyatı...
5.0
Jack London’ın Beyaz Diş (White Fang) adlı romanı, vahşi doğada hayatta kalma mücadelesini ve insanla hayvan arasındaki ilişkiyi...
5.0
Peyami Safa’nın Sözde Kızlar romanı, dönemin toplumsal dönüşümlerini, gençlik ve ahlaki ikilemleri keskin bir gözle inceler. Bu yazıda...
5.0
Türk edebiyatının en önemli romancılarından biri olan Peyami Safa, özellikle psikolojik derinliği ve insan ruhunu çözümlemedeki ustalığıyla tanınır....
5.0
John Steinbeck'in "Bitmeyen Kavga" adlı romanı, Amerika'daki Büyük Buhran döneminde (1930'lar) Kaliforniya'daki mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı ağır çalışma...
5.0
George Orwell’in 1949’da yayımlanan 1984 adlı distopik romanı, totaliter bir rejimin toplum üzerindeki baskı ve kontrolünü konu alır....
5.0
Madde 22 (Catch-22), Joseph Heller’in 1961 yılında yayımlanan ve modern Amerikan edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bir...
5.0
José Saramago'nun "Körlük" (Ensaio sobre a Cegueira, 1995) adlı romanı, insani değerlerin, toplumsal düzenin ve ahlaki çöküşün sınandığı...
5.0
Salman Rushdie’nin "Geceyarısı Çocukları" (Midnight's Children), Hindistan’ın bağımsızlık süreci ve sonrasındaki toplumsal ve siyasi değişimleri, büyülü gerçekçilik unsurlarıyla...
5.0
Size daha iyi deneyim sunmak için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerimiz hakkında Çerez Politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.