76 sayfa 1.84 mb

Muhteşem Gatsby (F. Scott Fitzgerald), 1920'lerin Amerika’sında geçen, Amerikan Rüyası’nın çöküşünü ve toplumun yüzeysel değerlerini sorgulayan bir roman olarak kabul edilir. Hikâye, I. Dünya Savaşı sonrası dönemde, “Caz Çağı” olarak bilinen, zenginliğin ve çılgın eğlencelerin ön planda olduğu bir zamanda geçer.

Roman, yazarın gözlemci karakteri olan Nick Carraway tarafından anlatılır. Nick, Wall Street'te iş bulmak için New York’a taşınır ve Long Island’da, lüks malikânelerin bulunduğu West Egg adlı bir bölgede küçük bir eve yerleşir. Burada, gizemli ve zengin komşusu Jay Gatsby ile tanışır. Gatsby, akıl almaz derecede varlıklıdır ve sık sık göz kamaştırıcı partiler düzenler. Ancak bu partilere katılanlar Gatsby’nin geçmişi hakkında pek bir şey bilmez.

Gatsby’nin tüm bu zenginliği ve gösterişli hayatı, aslında büyük bir aşkın sonucudur. Gatsby, gençken tanıştığı ve o zamandan beri unutamadığı Daisy Buchanan’a hâlâ aşıktır. Daisy, Nick’in kuzenidir ve Gatsby ile aynı şehirde yaşasa da artık evlidir ve kocası Tom Buchanan ile birlikte yaşamaktadır. Tom, kaba, soğuk ve Daisy’ye sadık olmayan bir adamdır. Daisy ile Gatsby yıllar önce birbirlerini sevmiş ancak araya savaş ve Gatsby’nin fakirliği girmiştir. Bu yüzden Daisy, Tom ile evlenmiştir. Gatsby şimdi, sahip olduğu tüm zenginliği Daisy’i yeniden kazanmak için bir araç olarak kullanmaktadır.

Romanın ilerleyen bölümlerinde Gatsby, Nick’in aracılığıyla Daisy ile yeniden bir araya gelir ve aralarındaki eski aşk yeniden alevlenir. Ancak Tom, Gatsby ve Daisy’nin yakınlaşmasından şüphelenmeye başlar. Gerilim artar ve karakterler arasında yüzleşmeler olur. Nihayetinde, Daisy ve Gatsby’nin ilişkisi trajik bir sona doğru ilerler. Romanın sonunda, Gatsby’nin umutları, hayalleri ve Amerikan Rüyası arayışı, şiddetli ve trajik bir biçimde sona erer.

Muhteşem Gatsby, zenginlik ve başarıya dayanan Amerikan Rüyası’nın aslında bir yanılsama olduğunu ve bu hayalin peşinden koşmanın kişiyi nasıl yalnızlaştırabileceğini gösterir. Gatsby’nin parıltılı hayatının ardında derin bir boşluk ve umutsuz bir aşk yatar. Fitzgerald, romanında toplumun yüzeysel, maddiyatçı yapısını eleştirirken, aşkın ve mutluluğun gerçek anlamını sorgular. Gatsby’nin trajik hikâyesi, paranın ve zenginliğin her şeyi satın alamayacağını ve geçmişin peşinde koşmanın bir insanı nasıl mahvedebileceğini etkileyici bir şekilde anlatır.